4 Ekim 2015 Pazar

Tarihi Mekan İncelemeleri -8 İstanbul'un Sütunları ve Dikilitaşları-1

Herkese Merhaba,

     Uzun bir tatilin ardından İstanbul'un tarihi mekanlarını incelemeye, yüzyıllarca dünyanın merkezi sayılan bu kentte, birbirinden değerli eserlerin hikayelerini anlatırken, zamanda yolculuklara çıkmaya devam ediyoruz. Bu sefer misafirimiz de var. Meşhur Evliya Çelebi; rehber olarak bizleri aydınlatacak. Unkapanı'nda doğmuş, büyümüş hemşehri sayılırız dedim, kırmadı beni. İstanbul'daki sütünları ve dikilitaşları, Çelebi'ye göre "tılsımatları" inceleyeceğiz. Sıkı tutunun başlıyoruz!

Kıztaşı (Markianos Sütunu)

Kıztaşı olarak bilinen Markianos Sütunu geç dönem
Markianos Sütunu
Roma anıtlarından biridir. İmparator Markianos onuruna (450-452) yıllarında dikilmiştir. Uzun yıllar bir evin arka bahçesinde gözlerden uzak kalan sütun 1908 Çırçır Yangını'nın tüm evleri harap etmesiyle açığa çıkmıştır. Siyenit granitten, yüksek bir mermer kaidenin üstünde duran monolitik bir sütundur. Sütunun üzerinde bir zamanlar İmparator Markianos'un heykelini taşıyan bir kaide de bulunmaktaydı derken Evliya Çelebi sözümü keserek: "Tek bir yüksek taş üzerinde beyaz mermerden yapılmış Büyük Pozantin'in kızının lahti bulunan taştır bu diyor ve ekliyor, ölünün karınca ve yılandan zarar görmemesi için tılsım yapılmıştır" diyor. Sütunun tabanındaki kaidede "Nike" (kanatlı zafer tanrıçası) figürü bazı heykel parçaları ve ayrıca sütunun Vali Tatianus tarafından İmparator Markianos anısına dikildiğini bildiren Latince beyit bulunmaktadır. 


Nike Kabartması
Beyitte şu yazmaktadır: "PRINCIPIS HANC STATVAM MARCIANI
CERNE TOVUQVE
PRAEFECTVS VOVIT QVOD TATIANVS
OPVS"
Çevirisi şöyledir: "İşte bu İmparator Markianos'un anıtıdır/ki Tatianus bu eseri adamıştır."

Sütunun Kıztaşı olarak anılması, ya da Evliya Çelebi'nin sütunun Bizans prensesine ait olduğuna inanmasındaki temel dayanak kaidede bulunan zafer tanrıçası kabartmasından ötürü olsa gerek. Sütun hakkındaki efsaneler de yine kızlarla ilgili, öyleki rivayete göre, bu taşın yanından geçen bekaretini koruyamamış genç kızları ele verirmiş. Başka bir rivayete göre, bu sütuna sarılan kızların tez zamanda evleneceğine inanılırmış.

Evliya Çelebi başka bir tılsımlı taş göstermeyi öneriyor ve İstanbul'un 7. tepesine doğru yola koyuluyoruz. Haseki Kadın sokağa girdikten sonra biraz yürüyoruz "işte şu iki evin arasındaki taş" diyor Çelebi. 402'de İmparator Arkadios tarafından dikilen sütun imparatorun zaferlerini anlatan kabartmalarla süslenmişti.
Arkadios Sütunu Kaidesi 
Elli metreden yüksek sütunun tepesinde dev bir Korint sütun başlığı vardı, onun üzerinde Arkadios'un 421 yılında oğlu II. Theodosius tarafından yerleştirilmiş atlı heykeli bulunuyordu.
     Evliya Çelebi söze girerek: "Evvela Ya'für, Avrat Pazarı denilen yerde bin parça beyaz mermerden minare gibi içi boş merdiveni yüksek bir direk yaptırdı. Madyan oğlu Yanko'nun Hindistan'ı Loristan ve Mültan'ı büyük bir orduyla almaya gidişi askerin şekli ve resimleri bu taşın dört yanına işlenmiştir. Resimler sanki canlı gibidir. Bu taşın tepesinde yekpare beyaz mermer üzerine peri yüzlü bir heykel yapılmıştır. Söylenenlere göre, yılda bir defa feryat koparır, yeryüzünde ne kadar kuş var ise o heykelin çevresinde dönermiş. Bu kuşların binlercesi yere düşer ve halk da bunları yermiş. Konstantin zamanında ise bu taşın üstüne ruhbanlar çıkıp, düşman gelip gelmediğini gözetlermiş." dedi.
Arkadios Sütunu Orjinal
Yandaki fırından

     Sütunun üzerindeki heykel 704'teki depremde yıkıldı. Sütunun kendisi 1715'te civardaki evlerin üzerine devrilebileceği için bilinçli olarak yıkıldı. Geriye ise evlerin arasına sıkışmış kaidesi kaldı. Kaidenin farklı açılardan fotoğrafını çekmek için yandaki fırının imalathane kısmına girdim, tam pencereyi açmış fotoğraf alırken yasak kardeşim! sesini işittim. Çırak müsade etmişti oysa, dedim; ancak patron çok oralı olmadı. Evliya Çelebi de "suç bunların değil 1600 yıllık tarihi eserlerin dibine imar izni veren yöneticilerin." dedi(!)
     Evliya Çelebi'ye neden gezgin olmaya karar verdiğini sorduğumda şöyle cevapladı: "1630 yıllarında gördüğüm bir rüyada Hz Muhammed ile karşılaştım ve şefaat ya Resulullah diyeceğime heyecandan seyahat ya Resulullah dedim ve Peygamber de bu isteğimi gülerek kabul etti, ben de 40 yılı aşkın süre Osmanlı topraklarını gezdim ve gördüklerimi yazdım" dedi. Sonrasında, başka bir tılsımata doğru İstanbul'un ikinci tepesine, Çemberlitaş'a doğru yola koyulduk.

     Divan yolunu takip ederek Beyazıt'tan sonraki durak olan, bulunduğu bölge'ye de adını veren Çemberlitaş Sütunu'na ulaştık. Sıkı takipçelerim hatırlar, İstanbul'un en eski hamamlarından Mimar Sinan yapımı Çemberlitaş Hamamı'da bu sütundan ismini alır. Anıt ilk olarak Roma'daki Apollon
Çemberlitaş (Constantinus) Sütunu
Tapınağı önüne dikilmişti. Üzerinde Güneş'i selamlar vaziyette Tanrı Apollon'un heykeli bulunuyordu. I. Constantin, Roma İmparatorluğu'nun başkentini İstanbul'a taşıması şerefine anıtı Roma'dan getirtmiş ve 11 Mayıs 330'da tepesine kendi heykelini koydurarak şimdiki yerine diktirmiştir. Sütunun ilk açılış töreni pagan ve Hristiyan ayinlerin tuhaf bir karışımı olmuştur. Sütunun altında ya da heykelin içinde inanılmaz bir kutsal emanetler koleksiyonu vardır: Nuh'un el baltası, Troya'nın Pallas heykeli, Hz Musa'nın su çıkardığı kayadan parça ve Kudüs'te aranıp bulunduğuna inanılan Hz İsa'nın çivilendiği gerçek Haç'ın parçaları. Bu sebeptendir ki bugüne kadar birçok kişi sütunun altını kazmaya çalışmıştır.
     Constantin'den sonra gelen imparatorlar bir önceki heykeli indirip sütunun üstüne kendi heykelini koydurtmuşlardır, ta ki I. Theodosius'a kadar. Roma tahtına geçen Theodosius heykeli kendisininkiyle değiştirmişti, ancak yıldırım düşmesi sonucu heykel yıkılmıştır. Sonrasında tahta geçen Alexios Komnenos (1081-1118) sütunu tamir ettirmekle beraber sütunun üzerine heykel koydurtmak yerine mermer bir başlık ve bir haç ile yetinmişti. Bu haç Osmanlı'nın İstanbul'u fethine kadar orada kalmıştır.
Çemberlitaş Sütunu-Haçlı
     Evliya Çelebi, "Bu tılsımın esas hikayesi şudur!" diyerek söze başladı: "Bu tılsımat Tavuk Pazarı'ndaki bir parça sütundur. Kırmızı renkli som mermerden yapılmıştır. 100 zira boyunda yuvarlak bir sütundur. Bu da zelzele ile harab olmuş, insan uyluğu kalınlığında çemberlerle sağlamlaştırılmıştır. Yapılış tarihi, İskender'den 130 yıl önce ve Hz Peygamberin hicretinden 970 yılına gelinceye kadar 2390 yıl olduğu bilinmektedir." dedi.        Evliya Çelebi'nin de söylediği gibi II. Mustafa zamanında, 1701 yılında çıkan yangında taşları kararmış ve sütun zarar görmüş, bunun üzerine doğabilecek tehlikeyi önlemek amacıyla taşlar demir çemberlerle sarılmış, bu olaydan sonra da sütunun ismi Çemberlitaş olarak anılmaya başlanmış. Sütunun alt kısmı da duvarlarla örülmüş ve sütun sağlama alınmıştır. Bu olay, Osmanlı'nın farklı kültürlere ve tarihi eserlere duyduğu saygı ve hoşgörünün kanıtıdır.
     Örneğin, Çemberlitaş Sütunu demir çemberlerle koruma altına alınmak istenmiştir. Arkadios sütunu civardaki evler açısından tehlikeli olduğundan yıkılmıştır, ancak kaidesine dokunulmamıştır. Kıztaşı da yıkılmamış aksine sağlamlaştırılmıştır. Bugün ise bu eserlere gereken önemi ve saygıyı gösterdiğimizi söyleyemeyeceğim.
     Evliya Çelebi başka tılsımlı taşlar daha olduğunu söyleyip, yola çıkmamızı önerdi, ancak ben Anatomi çalışmam gerektiğini söyleyip kendisinden başka bir gün için söz aldım. Bir sonraki yolculukta İstanbul'da bulunan diğer sütunları ve dikilitaşları keşfe çıkacağız, şimdilik hoşça kalın!

Mert TOKATLI
                                                                                                                              04/10/15
Kaynakça:
İstanbul'u Dolaşırken-Hilary Sumner/John Freely Ss:154,155,156,242,243,331
Evliya Çelebi Seyahatnamesi cilt:1-Evliya Çelebi Ss:11,12
http://www.istanbulium.net/2011/10/istanbulun-sutunlar-gezelim.html
http://soundofsilence8.blogspot.com.tr/2012/07/istanbulu-koruyan-tlsml-sutunlar.html
https://tr.wikipedia.org/wiki/K%C4%B1zta%C5%9F%C4%B1
http://merakediyorumgrubu.blogcu.com/istanbul-un-dikilitaslari-ve-tilsimlari/10361551
http://www.sizinti.com.tr/konular/ayrinti/dunyaya-dagilan-dikilitaslar.html
http://lcivelekoglu.blogspot.com.tr/2012/03/istanbulun-yitik-hazinelerinin-pesinde-1.html
http://www.mimarizm.com/KentinTozu/Makale.aspx?id=2711&sid=2705
http://www.gezenbilir.com/konu/arcadius-sutunu.5232/
http://sehr-istanbul.blogspot.com.tr/2011/08/istanbulda-sr-dolu-bir-tas-cemberlitas.html
https://insanveevren.wordpress.com/2011/04/15/istanbulun-dikili-tilsimlari/
https://tr.wikipedia.org/wiki/Evliya_%C3%87elebi

Hiç yorum yok: