17 Ekim 2019 Perşembe

İstanbul'un Tarihi Kütüphaneleri-1

    Kütüphaneler üzerine uzunca konuşmak isterdim aslında; konuyu Sümer'in tabletlerinden başlatıp, Mısır'ın papirüsüne, oradan Anadolu kütüphanelerine Efes'e, Bergama'nın parşömenine oradan Osmanlı el yazmalarına, Avrupa'daki rönesansa, matbaanın icadına değinip, farklı ülkelerde inşa edilen büyük kütüphanelerden bahsetmek isterdim.
    Cumhuriyet dönemi kütüphanecilik anlayışı, mevcut kütüphane sayısı ve niteliği üzerine aynı zamanda yeni nesil kütüphanecilik ve dijital dönüşüm konularında birkaç söz söyleyebilmek isterdim. Yeterince okuma yapamadığım için şimdilik bu konular üzerine pek fazla konuşamıyorum, belki sonraki yazılarda bu konulara ayrı ayrı değinirim.

    İşin biraz daha kolayına kaçıp, lisans dönemi boyunca uzun zaman geçirdiğim kütüphanelerden bahsetmek istiyorum. Bu kütüphanelerin çoğu aynı zamanda tarihi binaların içinde bulunduğundan bu mekanların tarihçelerinden de kısaca bahsedeceğim.
                                                               
Orhan Kemal İl Halk Kütüphanesi



    Bayezıt-Laleli tramvay durağında indiğinizde hemen karşınıza çıkan bu yapı esasen İstanbul'da bulunan en eski Türk yapılarından biridir. Fatih Sultan Mehmet tarafından 1470-1475'te darphane olarak inşa edilmiş. Fetih sonrası ilk altın sikkeler burada kesilmiş. İlerleyen yıllarda meydana gelen yangınlar ve depremler sonrası hasar gören bu bina 18.yy da onarılıp sebil, mescit ve sıbyan mektebi ilave edilmiş. Darphanenin Topkapı Sarayı'na taşınmasıyla bu bina artık "Simkeşhane" adıyla anılmaya başlanmış. Simkeşhane "simli iplik eğrilen yer" anlamına geliyor. 
    


    Geçen yıllar içinde kullanılamaz hale gelen bu yapının kuzey kanadı 1958'de Bayezıt-Aksaray yolu yapımı sırasında yıktırılmış, özgün görünümü kaybolmuştur. Simkeşhane'den arta kalan bölümler 1964'te Prof. Bedii N. Şehsuvaroğlu ve şehrin ileri gelenleri tarafından kütüphane olarak düzenlenmek istenmiş ve "Şehir Kütüphanesi Kurma ve Yaşatma derneği" kurulmuş. Şehsuvaroğlu aynı zamanda Türk Tıp Tarihi ve Deontoloji üzerine çalışmaları olan bir bilim insanıdır. 
 
Prof.Bedii.N.Şehsuvaroğlu
    Sonrasında Kültür bakanlığının da katkılarıyla 1976'da kütüphane kurulmuş. Onarım çalışmaları sırasında ortaya çıkan "Tauris Forumu'na" ait parçalar kütüphanenin hemen önündeki alana açık hava müzesi şeklinde yerleştirilmiş. Forum Tauri, Teodosius Forumu olarak da anılır, Bizans dönemi için bu bölge hakkında konuşmak gerekirse İstanbul'un 3. tepesi Bayezıt Camii'nin olduğu bölgede bulunan bu forum hem Marmara'yı hem Haliç'i gören manzaralı bir tepededir. 


Forum Tauri







Bu resimde üst tarafta Valens Kemeri'nin günümüzdeki İstanbul Üniversitesi'ne getirdiği su ve havuz görülüyor. Bu bölgede eskiden saray binaları varmış. Resmin alt tarafına baktığımızda "Mese Caddesi" yani divan yolunu görüyoruz forumun girişinde büyük bir zafer takı bulunuyor. Bu anıtın sütun parçaları bugün tam da Orhan Kemal Kütüphanesi'nin önünde sergileniyor (!).

1981'de İl Halk Kütüphanesi olan bu bina, 2001'den bu yana yazar Orhan Kemal adıyla anılıyor.
    Kütüphanedeki genel ortamdan ve işleyişten bahsetmek gerekirse, en üst kat çalışma alanı, orta kat kitapların bulunduğu kısım, giriş katta da dolaplar bulunuyor. Altı yıl önce anatomi çalışmaya gittiğim bu kütüphaneye şimdilerde tus çalışmaya gidiyorum. Tarihi yapılarda özellikle taş ve ahşap binalarda vakit geçirmek oldum olası hoşuma gitmiştir.


Huzur verici bu ortamda ders çalışmak da keyifli açıkçası. Bazı zamanlar çok yoğun olabiliyor o yüzden erken saatlerde gitmekte fayda var. Gün boyunca burada kalacaksanız civar yerlerde yemek yiyecek yerler de önemli oluyor. kütüphanenin hemen arka caddesinde  "Babanın Yeri" lokantası var. Malum Laleli burası, müşteriler Rusça ve çeşitli Balkan dillerini konuşuyor. Garsonlar da öğrenmişler Rusçayı. Yemekleri gayet iyi bence. Alternatif olarak Bayezıt tramvay durağı yönünde Sinan Paşa Medresesi'nin arasından girince soldan ikinci arada Dönerbank var. İstanbul'da yediğim en iyi dönerlerden. Saat 3'ten sonra bitiyor. Geç kalmamak lazım.

Kütüphane her gün 8.00-22.30 arasında hizmet veriyor. İçerde çay kahve, atıştırmalık alabileceğiniz makineler de var. Özetle, benim favori çalışma alanlarımdan biri olan Orhan Kemal Halk Kütüphanesi'ni ders çalışmak, araştırma yapmak ya da senkronik tramvay kornası eşliğinde bir şeyler okuyup yazıp karalamak isteyen herkese tavsiye ederim. Bir sonraki yazıda Gülhane Parkı'ndaki Tanpınar Kütüphanesinden bahsedeceğim, hoşça kalın!

Zafer takı kalıntıları







Mert TOKATLI
   17/10/19

Referanslar:
İstanbul Gezi Rehberi, ss/50 Murat Belge
Konstantinopolis Bizans'tan kalanların izinde ss/107-108 Prof. M.Suat Çakmak
https://islamansiklopedisi.org.tr/sehsuvaroglu-bedii-nuri
http://istanbulkutup.gov.tr/hakkimizda/